بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Yûnus Sûresi ayet 64

Vecd, yolda âşıkın yahud velînin, hoşnut olduğu şeye rastlamaktan dolayı yahud da İlâhî vâridatlar­dan biri kalbine iniş yaparken yahud zikrettiği ismin yahud mürşidinin yahud Peygamber'in nurunu kalb gözüyle görmesi sebebiyle kendinden geçip, –akıl dairesinde işlenmesinden çekinilen işleri– hal hareketleri yapmasıdır. Bu haldeyken tayy-ı mekan da yaparlar.
Neden biz böyle şeyleri görmüyoruz?
Cevab: Denilir ki: Hâsılı virdi olan zevâtın vâri­dâtı vardır, vecdi de vardır, hâleti de vardır. Gören bilir. Virdi olmayanın yahud virdi olduğu halde ihlâsı olmayanın vâridâtı olmaz.

İhlasımızın zaif olması ve yekînimizin bozulma­sından görmüyoruz. En azında “bir şeyler göreyim” diye vird çeken, görmek istediği şeye ibadet etmiştir, tapmıştır, dolayısıyla gizli şirke düşmüştür. Bundan böyle kübbâr-ı evliyâdan İmam Rabbânî: “Sen muhlis bir mü'min olduğun zaman, Allah Teâlâ, sana bah­şiş gönderecektir.

لَهُمُ البُشْرَى فِى الحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِى الاٰخِرَةِ “Dünya hayatında da, ahirette de onlar için müjdeler vardır.” [[1]]
buyurmasında Allah Teâlâ sadık ve emindir, yeter ki sen emin ol, istikametini düzelt.” demiştir.[27/s.227-228]



[[1]]Yûnus Sûresi ayet 64