Hicrî 1115, Mîlâdî 1704'te doğan ve Hicrî 1194, Milâdî 1780'de vefat eden, özellikle astronomi gibi birçok aklî ve naklî ilimlerde, büyük pâyeye ulaşan Hasenkal'alı Şeyh Osman Efendi'nin oğlu Şeyh İbrahim Hakkı, Erzurumlu'dur.
Şeyh İbrahim Hakkı, alet ilimlerini, Erzurum ulemâsından öğrendikten sonra, o zamandaki Erzurum müftüsü Hâzık Muhammed Efendi'den mükemmel Fârisî dilini öğrenmiş, akranları içerisinde seçkin derecesine vâsıl olmuştur.
Daha ziyade ilmi öğrenmek için seyahate çıkması esnasında yedi binden daha fazla evliyanın onda medfun olduğu Siirt'e bağlı Tillo Köyü'ne varınca, orada, Hicrî 1067, Milâdî 1657'de doğan, Hicrî 1146, Mîlâdî 1734'de vefat eden üveysiyy-ul-meşreb, Kâdirî ve Nakşibendî Şeyh İsmail Fakîrullah el-Abbâsî rahimehullah'a rastlamıştır.
Şeyh İbrahim Fakîrullah rahimehullah'ı görünce, ilim ve irfanını unutup Fakîrullah Hazerâtı'nın hizmetine girmiştir.
Kemâl-i hizmetinden Şeyh'in gözünde makbul olunca, mürşidi Fakîrullah, kerîmesini kendisine vermiş, kayınbabası olmuştur. Vefatı yaklaşınca da, Şeyh İbrahim Hakkı'yı, yerinde postnişin kılmıştır.
Şeyh İbrahim Hakkı, bir taraftan halkı irşad etmek ve diğer taraftan şeyhinden aldığı zikir ve evradla vakit geçirmekle beraber birçok eserleri yazmaya da muvaffak olmuştur. Gerçi “Ma'rifetnâme” adlı eseri meşhurdur, fakat ondan başka da çok güzel eserleri yazmaya muvaffak olmuştur. “Osmanlı Müellifleri”[[1]] adlı eserde kaydedildiği üzere otuz dokuz kadar kitab yazmıştır.
1-Ma'rifetnâme.
Tillo'da okuduğum zaman “Ma'rifetnâme” adlı eserinin Arabca ve Fârisçesinin de müellif tarafından yazıldığını işitmiştim, fakat tercüme-i hâlini yazan kitablarda bulamadım. Elimdeki nüsha, müellife çok yakın bir zamanda basılmış bir nüshadır, onda da görmedim.
2-Dîvân-ı İlâhiyyât, 3-Tezekkuret-ul-Ahbâb,
4-Hisn-ul-Ârifîn, 5-Kelimât-i Fakîrullah.
6-“İrfâniyye”de sofîlerin temel düsturu olan “Nefsini bilen kimse Rabb'ini bilmiştir.” keşfî hadîsini üç dil üzere nazmen ve nesren yazmıştır.
7-“İnsâniyye”yi, Tevhîdin sırları hakkında yine manzum olarak üç dil üzere yazmıştır.
8-“Lübb-ül-İrfân” eseri, tasavvufa dair ahlakı toplamakla beraber, o güzel ahlakla ahlaklanan tasavvuf erlerinin sözlerini de kuşatmaktadır.
9-Mürşid-il-Müteehhilîn,
10-“Tecvîd”. Meşhur “Karabaş”tan daha izahlı.
11-Müntehebât-i Manzume.
12-“Kût-i Can”, Şeyh İsmail Fakîrullah'ın menkîbesidir.13-“Cilâu-l-Kulûb li Tecelle-l-Matlûb” eserinin, isminin kuşatmış olduğu 1180 rakamıyla yazış tarihini belirtmektedir.
14-“İnsân-ı Kâmil”, tasavvufî bir eserdir.
15-Sefînet-ir-Rûh min Vâridât-il-Fütûh.
16-“Mecmuâ-i Mekâtîb”, akranlarına gönderdiği mektublar.
17-“Nûş-i Can”, mahdumu Fehim Efendi'ye hitaben yazdığı tasavvufî bir manzumedir.
18-Raznâme Risâlesi, 19-Kitâb-u Âlem,
20-Manzûmet-u Kenz-il-Fütûh. 21-“Urvet-ul-İslâm”, Arabî bir eserdir.
22-“Tertîb-ul-Ulûm”, Kur'an'ın yazış şekli yani hat sanatı, fıkıh, lüğat tarifleri, manzum olarak nahuv ilmi, ilm-i âdab, meânî, beyan gibi belâğat ilimlerinden bahseden bir manzum eserdir.
23-Vuslatnâme, 24-Şükürnâme,
25-İkbalnâme, 26-İlâhînâme,
27-Manzûme-i Avâmil.
28-“A'mâl-i Felekiyye bi-r-Rub'i-l-Mucîb”, bir mukaddime, yirmi babdan ibaret günün astronomisine aid bir kitabdır.
29-“İstihrâc-i A'mâl-i Felekiyye Manzûmesi”, yine astronomi, ilm-i nücûm ve takvim ilmine aid bir eserdir.
30-“Lügatçe”, üç dil üzere sözlük.
31-“Kavâid-i Ferusiyye”, boksörlük, pehlivanlık, sporculuk hakkında bir kitabdır.
32-Risâle-i Mir'ât-i Kevneyn, 33-Ed'ıyye-i Me'sûre,
34-Sülûk-u Nakşibendî, 35-Tuhfet-ul-Kirâm,
36-Nuhbet-ul-Kirâm, 37-Ülfet-ul-Enâm.
38-“Hey'et-i islâmiyye”, on sekiz tefsîrden, üç yüz hadîs-i şerîften iktibasla yazmış olduğu bir eserdir.
39-“Mecmû'at-ul-Vahdâniyye fî Ma'rifet-in-Nefs-ir-Rabbâniyye”, elli sekiz kitabdan intihab edilen bir eserdir.
Şeyh İbrahim Hakkı'nın, «İ'tikâd-i Kalbî Tashîh ve Ehli Sünnet vel'Cemaat Mezhebine Tatbîk Bildiren Manzûme»si Ma'rifetnâme'nin Fenn-i Sâlis, Bâb-ı Evvel, Nev'i Râbi'sinde yazılmaktadır. Sayfa 263'te başlamakta ve 266'da bitmektedir. Yüz on beyt ve satreden ibarettir. Ve: «Malum olsun ki sahabe-i güzin ve onlara tâbiîn ve eimme-i dîn-i mübîn ve selef-i sâlihîn radıyallahu Teâlâ anhum ecmaînin i'tikâdı, bu manzumenin mezâmininde nizam bulmuştur. «Hüdâ Rabb'im» diye başlıyor. Bu manzûmenin ezberlenmesi kolay olduğu için tercih ettim. Risâle'yi, şerhettikten sonra «Size Sözüm Öz İnci Armağan» diye isimlendirdim.
Miras olmamak ve parayla satılmamak üzere, üstadlarımın, babamın, anamın ruh-u şerîflerine bir sevab ulaşması ümidiyle vakfettim. Herhangi bir müslüman yahud vakıf müessesesi basabilir, neşredebilir; vakıf nâmına olsa dahi parasız olmak şartıyla.