İslam
İslam, lüğatte: “Zâhirde azalarla boyun eğmektir; beraberinde iman olsun, olmasın.”
Şeriatte ise, iki sûrette kullanılmıştır:
1-Lüğat manasında,
2-Istılâhî manasında. Yani içtenlikle boyun eğmek, yaratanın emr ve yasaklarına teslim olmaktır. Hanefîlerin hepsi, ehli hadis ve Mu'tezilenin ittifakıyla; iman ve islam, ikisi, birdir.Yani kalben, aklen, gizlide dahi inandığı için boyun eğmeye iman, bedenen fiile geçirmeye de islam denilir. Mesela namazın farz olduğuna şübheden ârî inanmak, iman; bilfiil kılmak, islamdır.[27/s.74]
İslam ise, hakka muhalefet etmekte inadı, onu kabul etmekten yüz çevirmeyi, haddi aşmayı yani kibirliliği terk etmek, inkiyad = kalben ve rûhen kabulle boyun eğmek ve iz'an = ihlas üzere kabul ve boyun eğmenin şuurunda olmak ve şartıyla teslim ve istislam = idaresi altına ve emrine girmekten ibarettir.
Tasdîke özel yer var; o da kalbdir. Kalbin tercümanı ise dildir.
Teslime gelince, o, kalbi, dili, azaları kuşatır. Çünkü her kalbî tasdik, teslimdir, hakkı kabul etmemeyi ve inkarı terktir. Dil ile itiraf da böyle.
Azalarla boyun eğmek, yani inkiyad = kalben ve rûhen kabulle boyun eğmek ve taat de böyledir. Bundan böyle lüğatte gereken şey, islamın imandan daha umum, imanın ise daha has olmasıdır. Böylece iman, islamın en şerefli cüz'ünden ibaret oldu. Bu takdirde şübhesiz, her tasdik teslimdir, fakat her teslim tasdik değildir.» Eş'arî mezhebinde olanların hepsi böyle demektedirler. Amma filhakîka umum, husus birbirinden ayrı demek değildir; cins ve nevi' gibidir; “Her isim, kelimedir, ama her kelime isim değildir.” deyişimiz gibi. [27/s.206]
İslam: Ashab, tâbiîn ve tebe'-i tâbiînle tanınan İslam, bilfiil tatbîkî olarak Allah Teâlâ'nın emrlerini yerine getirmek, yasaklarını terk etmektir. [27/s.218]