بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

cüz'î irade

Allah Teâlâ kula iki türlü güç bağışlamakla isteğine ulaşmasına imkan vermiştir: Birinci kuvvet, bilkuvve yapabilmektir; buna kudret-i mümküne = yapabilme gücü denilir. İkin­cisi, bilfiil, istenilen işi yapmasının gücüdür, karar vermesidir. Mesela Allah Teâlâ'nın sağlam gözü vermesi kuvve-i mümküne­dir, ayrıdır; bir de vermiş olduğu gözün bilfiil bakması yahud kapatılması kuvve-i meyseredir, o da apayrıdır. İşte cüz'î irade denilen şey de budur. [27/s.151]
Hem mesela bir insanın kolunun biri felç, diğeri sapa­sağlam olursa, felç olan kolunda kuvve-i mümküne bulunsa bile hareketinden sorumlu olmaz. Amma sağlam kolunda kuvve-i meysere olduğu için, hareketinden, mesela tokat vurmakla so­rumlu olur. İkisini idare eden aynı ruhtur, aynı sinirdir. Ruhu da, onları da yaratan, sadece Allah Teâlâ'dır 

Ulemâmız, «İlim, maluma tâbi'dir.» kaziyesinden hareket etmekle: “Kulların azmaları = Allah Teâlâ'nın yapması – yapmamasından ibaret olaylara muvafakat göstermelerinin, kulun, iradesine bağlı hayr ve şerrin ikisinden birisini tercih etmesinin var olduğuna inanırım: Cüz'î irade de budur. Kulun da, Allah'ın kud­retine göre, yaratması – yaratmaması müsâvi olan iki taraftan hayra azmasında sevab kazanacağına; hayır, şerre azmasında azabı hak etmesine inanıyo­rum.” dediler. . [27/s.171]