بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

MÜSLÜMANIM

                                 Allah'a nasıl inanıyoruz?

Düşünüyorum: Dara düştüğüm zamanlar­da Kendisi'ne yalvardığım Birisi var: Tanımadığım halde Kendisini seviyorum; insanlığa aykırı bir suç işlediğimde azabından korku­yorum; zihnim, fikrim, Zâtını bilmekte âcizdir.

"Allah, Kendisinden başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nime­tiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ma'bud olmayandır. Zâtı'na has Sermedi = daimi hayatla Diri'dir; ve Varlığı Bizzat Kendi­si’yledir, mahlukunun tedbirindedir."

diye Kur'an'dan öğrenince, Kendisi'ne yalvardığım, sevdiğim, korktuğum Zât'ın İsmi'nin: "Allah" olduğunu öğrendim.

Yeryüzünde puta tapmak âdetinin çılgın­lığına uğrayan Arab ve özellikle Kureyş müşriklerinden birtakım insanların Peygamber'e gelerek:

 "Senin bizi O'na davet ettiğin Rabb'ini bize vasıfla; altından mı, gümüşten mi, demirden mi, tahtadan mı?"; diğer bir takımları­nın:

"Yer mi, içer mi? Nedir O? Bize vasıfla." diye sormaları üzerine Allah Teâlâ Peygamberimiz'e:

"Ey Habibim, Ben'i Senden  sorarlarsa de ki: O Allah'tır.  Zâtı'nda ve Sıfatı'nda Birtektir. Hiçbir şeye muhtac değildir; her şey O'na muhtacdır. O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'na eş yahud denk de­ğildir." diye İhlas Süresini indirdi.

İhlas Süresinin anlamını çevremden, hoca­larımdan öğrenince, Kendisine yalvardığım, sevdiğim, Kendisi'nden korktuğum Zât'ın isminin: "Allah"; sıfatının: "Ehad" yani "sayıya girmeyen Birtek Zat" olduğuna, ben­zersiz olduğuna inandım:

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasûlühü." "Gerçekte azabından korkulan, Zâtı'yla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan Allah'tan başka hiçbir mabûd olmadığına şehadet ederim. Yine gerçekte Muhammed'in de O'nun Kulu ve Rasûlü olduğuna şehadet ede­rim." diye şehadet kelimesini söyleyerek Müs­lüman oldum.

Rasûlullah:

H.1-"Kim kalbinin zikir yahud zikredilenden başkasından paklığıyla "Lâ ilahe İllallah" derse cen­nete girmiştir." buyurunca ashab:

"Kalbin paklığı nedir?" diye sordular, bunun üzerine Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem 

"Lâ ilahe İllallah deyişini, Allah Teâlâ'nın haram kıldığı yerlerden menetmendir.” buyurdu.

 Dikkat edelim; "Muhammedur-Rasûlullâh"a inanmaksızın  "Lâ ilahe İllallah” demenin asla faidesi olmaz.

"Muhammedur-Rasûlullâh"a inanarak şeha­det kelimesinin söylenilmesi, ebedi azabdan kurtarsa bile ateşe girilmesini engellemez; ama Allah Teala'nın yasaklarından sakınılmasıyla ateşe girilmesini engeller.


                 Allah Teâlâ'nın subuti, Zati sıfatları nelerdir?

Allah Teâlâ'nın hakkında bilinmesi gere­ken on dört sıfat vardır:
1-Vücud yani "Var olması"dır.
2-Kıdem yani Allah Teala'nın Varlığı'nın baş­langıçsız olmasıdır.
3-Kıyamuhu Binefsih yani ğayrine muhtac olmaksızın Allah Teala'nın Varlığı'nın Kendisi’yle olmasıdır.
4-Bekâ yani Allah Teâlâ'nın Varlığı'nın son­suz olmasıdır. (Sonu olmayan sonsuz ebedi olması)

Allah Teâlâ her şeyden evvel vardır. Ve her şeyden sonra da vardır. Her şeyden evvel var ki her şeyi O yaratır. Her şeyden sonra vardır ki dilediği eşyayı yok eder.

5-Muhalefetun lilhavâdis yani Allah Teâlâ'nın insanın gözü önüne gelen, zihninde oluşan her türlü sûrete benzerlikten münezzeh yani pak olmasıdır.

6-Vahdaniyet yani ikincisi olmaksızın Allah Teala'nın Zatı'nda, Sıfatı'nda, Fiili’nde Birtek olması, sıfat ve fiillerinin bölünmemesidir.

7-Hayat yani ğayrin müdahalesi olmaksızın Allah Teâlâ'nın Diri ve Tam Hayat Sahibi olmasıdır.

8-İlim yani Allah Teâlâ'nın, kainatın her cüz'ünü yokluğu ve varlığı anlarında bilmesidir. Binaenaleyh Allah geçmişi, geleceği, gizli ve açık her cüz'ü, her küllü bilir. Allah'ın ilmi, ezelden ebede tutulan bir ayna gibidir.

Biz olmadan evvel ne zaman olacağımızı, yaşayacağımızı ve ne yapacağımızı ezeli il­miyle bilmektedir; O'nun ilmi yeniliği ve deği­şikliği kabul etmez.

9-İrade yani yapmak yapmamak taraflarından birini tercih etmesi yahud da olayları belli sebeb ve illetlere bağlamasıdır. Yani Allah Teâlâ'nın dileğinden başka hiçbir şey olmaz; dileğinde de mecbur olmaz, demektir.

 10-Kudret yani Allah Teâlâ'nın tercih ettiği terk etmesinde yahud yapmasında güçlü ol-masıdır; doğrusu alet edevat olmaksızın Allah Teâlâ dilediğini işler, dilediğini terk eder.
11-Semi' yani Allah Teâlâ'nın her avazı işitmesi sıfatıdır.
12-Basar yani Allah Teâlâ'nın her şeyi görmesi sıfatıdır.
13-Kelam yani Allah Teâlâ'nın konuşması sıfatıdır; ancak Allah Teâlâ'nın konuşması, ses, harf, kelime gibi alet edevatlardan münezzehtir yani paktır, temizdir; Kur'an, O'nun kelâmıdır.
14-Tekvin yani Allah Teâlâ'nın mahluku var etmesi, yok etmesi sıfatıdır.

 Yukarıda sayılan on dört sıfat, Allah Teâlâ'nın Zâtı değildir ve Zâtı’ndan ayrılmazIar.

Allah Teâlâ'nın na’t-ı şerifi yani fiili sıfatları: ilim ve iradesiyle her mümkünü dilediği şekilde var etmesi, var ettiği şeyleri kudretiyle yeşertmesi, yaşatması, hükmüyle koruması ve dilediği vakitte yok etmesi demektir.

Nefyi noksanlık sayılmayan ve zıdları olmayan icad yani eşyayı sıfır yokluktan var etmesi, İnşa’ yani yoktan var ettiği şeyleri yeşertmesi, İhya’ yani var ettiği şeyleri diriltmesi, imdad yani yaşamasını dilediği canlıların lehine sebebleri yürütmesi, terzik yani rızklandırması, imâte yani yok etmesi gibi fiili sıfatlarına na't-ı Şerif ismi verilmektedir.


Allah Teâlâ'nın muhal sıfatları nelerdir?

Allah Teâlâ hakkında muhal sıfatlar yani düşünülmesi mümkün olmayan sıfatlar, on dört sıfatların zıddır; mesela:

1-Vücud sıfatının zıddı yokluktur. Yokluk Allah hakkında düşünülemez; yoktan söz edilmez; şu halde yok bir şeyin düşünülmesi de yoktur. Allah vardır, çünkü O'ndan söz edilmektedir, onun için Varlığı düşünülür. Akıl, O'nun Varlığını inkar edemediği için Kendisine "Vâcib-ul-Vücud" ismi verilmiştir.

2-Kıdem sıfatının zıddı, başlangıçlı olmaktır.

3-Bekâ sıfatının zıddı sonlu olmaktır. Allah Teâlâ hakkında başlangıç ve sonluluk düşünülemez. Zira başlangıçlı veyahud da sonlu yaratıcı olmaz.

4-Muhalefetun lilhavâdis sıfatının zıddı, varlıklara benzer olmasıdır. Allah Teâlâ hakkında: "Nedir? Nedendir? Nerdedir? Nasıldır? Ne zamandan beri vardır? Ne zamana kadar var olacaktır? Kaç tanedir?" diye sorulmaz; çünkü Allah Teâlâ bu tür soruların manalarına sığmaz. Çünkü bu soruların cevabında vuku' bulan şeyler hududlu yani sınırlı, belli mikdarda olur. Allah Teâlâ hakkında ise hudud yani sınır, zaman, mikdar söz konusu değildir.

5-Kıyamuhu Binefsih sıfatının zıddı, varlığının başkasıyla olmasıdır, diğer ifadeyle başkasına muhtac olmasıdır. Allah Teâlâ hiçbir şeye muhtac olmaz; her şey Allah Teâlâ'ya muhtacdır.

6-Vahdaniyet sıfatının zıddı, ikiliği veyahud bölünmeyi kabullenmesidir.

7-Hayat sıfatının zıddı, yok olmasıdır.

8-İlim sıfatının zıddı, cahil olmasıdır, bilmemesidir.

9-İrade sıfatının zıddı, mecbur olması, yani dileklerini fiile geçirememesidir

10-Kudret sıfatının zıddı, acizliktir.

11-Semi' sıfatının zıddı, işitmemesidir.

12-Basar sıfatının zıddı, görmemesidir.

13-Kelâm sıfatının zıddı, konuşmamasıdır.

14-Tekvin sıfatının zıddı, var edememesi, belli bir nizamı uygulayamaması ve yok edememesidir. Allah Teâlâ hakkında bu zıd sıfatlardan birisinin düşünülmesi yahud birisinin O'na isnad edilmesi, aklen de imkansızdır.