20-Celselerden Sonra okunacak Dua
20-CELSELERDEN SONRA OKUNACAK DUA
a-Ebû Hureyre radıyallâhu anhu'nun merfû' hadîsinde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, gece sohbetlerinden sonra ve her meclisin sonunda:
سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَبِحَمْدِكَ اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ
“Subhânekallâhumme ve bi Hamdike. Eşhedu en lâ ilâhe illâ Ente. Estağfiruke ve etûbu İleyk.” diye duanın okunmasını öğretmiştir.
Yani “Allâhumme! San'a hamdetmiş olduğum halde Sen'i tenzih ederim. Sen'den başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ma'bûd = tapınılan olmadığına, kalbimle tasdîk, dilimle ikrar etmemle şehadet ederim. Sen’den günahlarımı örtmeni dilerim. Tevbe ile San'a dönüyorum.” demektir.
b-Ebû Saîd-il-Hudrî radıyallâhu anhu'nun merfû' hadîsinde: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
“Subhâne Rabbike Rabb-il-izzeti ammâ yesıfûne ve selâmun ale-l-murselîn, velhamdu Lillâhi Rabb-il'âlemîn.” okumasıyla meclisi kapatırdı.” buyrulmuştur.
Yani “Müşriklerin isnad etmekte oldukları vasıflardan, izzet ve ğalebe sahibi olan Rabb'imi tenzih ederim; Rabb'im yücedir. Gönderdiği bütün peygamberlere selam olsun. Ve ezelden ebede kadar tüm güzel övgüler, âlemlerin Rabb'i Allah Teâlâ'ya mahsustur.” demektir.
Her celseden sonra a- ve b- dualarının her ikisinin yahud ikisinden birinin okunması, mecliste yapılan ğaflet ve lakırdılara kefaret olur.
اَللّٰهُمَّ اَقْسِمْ لَنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَا تَحُولُ بِهِ بَيْنَنَا وَبَيْنَ مَعَاصِيكَ وَمِنْ طَاعَتِكَ مَا تُبَلِّغُنَا بِهِ جَنَّتَكَ وَمِنَ الْيَقِينِ مَا تُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مَصَائِبَ الدُّنْيَا وَمَتِّعْنَا بِاَسْمَاعِنَا وَاَبْصَارِنَا وَقُوَّتِنَا مَا اَحْيَيْتَنَا وَاجْعَلْهُ الْوَارِثَ مِنَّا وَاجْعَلْ ثَاْرَنَا عَلَى مَنْ ظَلَمَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى مَنْ عَادَانَا وَلاَ تَجْعَلْ مُصِيبَتَنَا فِى دِينِنَا وَلاَ تَجْعَلِ الدُّنْيَا اَكْبَرَ هَمِّنَا وَلاَ مَبْلَغَ عِلْمِنَا وَلاَ تُسَلِّطْ عَلَيْنَا مَنْ لاَ يَرْحَمُنَا اَللّٰهُمَّ زِدْنَا وَلاَ تَنْقُصْنَا وَاَكْرِمْنَا وَلاَ تُهِنَّا وَاَعْطِنَا وَلاَ تَحْرِمْنَا وَاٰثِرْنَا وَلاَ تُؤْثِرْ عَلَيْنَا وَاَرْضِنَا وَارْضَ عَنَّا
“Allâhumme aksim lenâ min haşyetike mâ tehûlu bihi beynenâ ve beyne meâsîke ve min tâatike mâ tubelliğunâ bihi cenneteke ve min-el-yekîni mâ tuhevvinu bihi aleynâ mesâib-ed-dunyâ ve metti'nâ biesmâinâ ve ebsârinâ ve kuvvetinâ mâ ahyeytenâ, vec'alh-ul-vârise minnâ, vec'al se'renâ alâ men zalemenâ, vensurnâ alâ men âdânâ ve lâ tec'al musîbetenâ fî dîninâ ve lâ tec'al-id-dunyâ ekbera hemminâ ve lâ mebleğa ilminâ, ve lâ tusellıt aleynâ men lâ yerhamunâ. Allâhumme zidnâ ve lâ tenkusnâ ve ekrimnâ ve lâ tuhinnâ ve a'tinâ ve lâ tahrimnâ ve âsirnâ ve lâ tu'sir aleynâ ve ardinâ verda annâ.”
okunması, hem kefaret, hem ğafletten uyanmak, hem de derecelerin tahsiline etkin duadır.
Yani: “Allâhumme! Bizimle ma'siyetin arasına engel olabilecek korkuyu bize nasib buyur. Bizi cennetine ulaştıracak taati bize üstün maksad kıl. Ve dünyevi musibetleri bize kolaylaştıracak şeylerden kesin inanç ve yekîni ver. İşitmekliğimizden, görmekliğimizden, kuvvetimizden, bizi yaşattığın müddetçe faidelendir. Bize vermiş olduğun bu mutluluğu mirasçılarımıza da ver. Bize zulmedenleri bizden korkut. Bize düşmanlık edenlere karşı yardım et. Dînimizde bize musibet ve belaları verme. Dünyayı bize en büyük dert ve ilmimizin onda nihayet bulacağı amaç ve maksad kılma. Bize merhamet etmeyecek kimseleri bize musallat kılma. Allâhumme! –Müslüman, cemaat, mezheb, meşreb, iyal, hısım ve akraba olarak– Bizi çoğalt, bizi eksiltme. Bizi şerefli kıl, alçaltma. Nimetlerini bize ver, bizi mahrum etme. Bizi ğayrimize hâkim ve ğâlib kıl; Müslüman olmayan ğayrimizi bizden yükseltip hâkim ve ğâlib kılma. Bizi Zâtın'dan razı kıl. Sen de bizden razı ol.” demektir.