بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Tevhîd-i Ulûhiyet

Tevhîd-i Rubûbiyet, var etme, yaşatma nimetlerini bağışla­masından dolayı, tapılmaya değer kazanan ve lâyık olan Rabb'in = Zât'ın hakîkî tasarrufu, var etmesi, yok etmesi, tedbir etmesi, yaşatması, hâkim olma­sıyla tekleşmesine;

Tevhîd-i Ulûhiyet ise, bu sebeb­le tapılan Zât'ın, Ma'bûd'un, Esmâi-l-Hüsnâsı'yla = güzel isimleriyle, tapılmasıyla tekleşmesine inanmak demektir.

Diğer ifadeyle “Şu kainatı yaratan, bir kısmını av gibi, bir kısmını avcı gibi yapan, yarattığına rızkını veren, avı avcısına ilhamla = iç doğuşla tanıtan, Rabb'dir; Bir Tek'tir.” diye inanmak, yani bunun doğ­ruluğuna hüküm etmek, Tevhîd-i Rubûbiyet'tir.

Aynı zamanda Tevhîd-i Rubûbiyet dolayısıyla, yani yaratıcı, yürütücü, öldürücü, kurtarıcı olduğu için sadece Kendisi'ne tapmak, namazla, oruçla, ze­katla saygı göstermek de Tevhîd-i Ulûhiyet'tir.

Hâ­sılı, tek Rabb'e inanmak, Tevhîd-i Rubûbiyet; aynı zamanda Kendisi'ne tapmak, Tevhîd-i Ulûhiyet'tir; birbirinden ayrılmaz. «Allah» lafzı, iki Tevhîdin ma­nasını kapsayan özel isimdir. [27/s.72]