Hadîs-i şerîf_ Din kardeşlerimiz
Ebû Hureyre diyor ki: "Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Bâki 'ye gelerek:
"Selam size ey mü'minler diyarı! inşaallah biz de size katılacağız. Din kardeşlerimizi görmüş olmayı çok arzu ederdim." buyurmuş; ashab:
"Biz Senin din kardeşlerin değil miyiz ya Rasûlallah?" demişler; Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
"Siz Benim ashabımsınız. Kardeşlerimizse henüz gelmeyenlerdir." buyurmuşlar; bunun üzerine ashab:
"Ümmetinden henüz (saha-i cihana) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın ya Rasûlallah?" demişler; Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ne dersin, bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde sakar ve seki bir- takım atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı?" buyurmuş; ashab:
"Hay hay tanır ya Rasûlallah." demişler.
"İşte onlar da abdestten dolayı böyle sakar ve seki gelecekler. Ben havuza onlardan önce varacağım. Dikkat edin ki birtakım adamlar Benim havuzumun başından kayıp develerin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara: "Hey beri gelin!" diye nida edeceğim. Bunun üzerine Bana: "Onlar Senden sonra hakikaten dinde tebdilat yaptılar." denilecek. Ben de: "öyleyse Uzak olsunlar." diyeceğim. " buyurmuşlar.
Bu hadisin şerhinde Imam Bâcî diyor ki: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in yanındakilere: "Siz Benim ashabımsınız." buyurması, onların kardeşliğini nefiy değildir. Lakin sohbet sebebiyle hâsıl olan üstün mertebelerini zikretmiştir. Yani bunlar sahabe olan din kardeşleri, ileride gelecek olanlar da sahabe olmak saadetine eremeyen din kardeşleridir demek istemiştir.
Hadîs-i şerîf aynı zamanda bilhassa hayrlı işleri temennînin, ehli salah, ulemâ ve fudelâyı görmek istemenin ve kabir ziyaretinin caiz olduğuna delildir. Yine bu hadis, bu ümmet için pek büyük bir müjdeyi tazammun etmektedir. Ne mutlu Havz-ı Kevser'den içmek saadetine erenlere!. [7/s.206]