Temiz ve helal olmak şartıyla ticaret, israftan ârî ve faydalı ev eşyası, bedene, ruha zarar vermez nebat, bitkiler ve hayvanların eti, hoş ve lezzetli umum gıdaların yenilmesi ve içilmesi helaldir. Bunlar birer nimetlerdir. Her bir nefeste teneffüs ettiğimiz oksijen ve ifraz ettiğimiz karbonun fiiliyâtı da ayrı nimetlerdir. Elbette bu nimetlerin mukabilinde zikir, şükür ve bir tek olan Allah'a ibade etmek vacibdir.
Şükrün en azı, O'nun nimetini itiraf etmektir. Şükrün kemal derecesi ise, Allah'ın bize verdiği nimetle beslenmiş olan azalarmızla O'na isyan etmemek ve nimetleri O'nun hesabına kullanmaktır. Bu da O'nu bir bilip O'na secde etmekle ifade edilir. İşte şükrün bu son tarafı ibadettir. O'nun bize helal kılmış olduğu nimetler sayısız, yasakladığı şeyler ise hududludur. Öyleyse herhangi bir azayla günah işleniliyorsa o azayı o günahtan alıkoymak şükürdür.
Aynı azayı veya verdiği nimeti O'nun emriyle kullanmak da ibadettir. Mesela gözü harama bakmaktan menetmek, dili gıybetten sakındırmak şükür, Kur'ân'a bakıp okumak ibadettir. Şu halde helal, hoş ve temiz rızkı kazanmak, emrine uygun hareket etmek, namaz gibi ibadettir. Helalı bırakıp harama dalmak, namazı terk etmek gibi nankörlük ve isyandır. [7/s.210]