بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

1-Tashih-i itikad


Zamanımızda itikadlar son derece sarsıldığı için kadın olsun erkek olsun,
bir Mü'minin, her şeyden evvel itikadını Ehli Sünnet vel'Cemaate göre tashih etmesi;
sonra çocuklarına da talim etmesi farzdır;
hatta her farzdan önce farzdır, Zira farzdan önce farz, ilm-i hal; farzın içinde farz, ihlas; farzdan sonra farz, öğrenilen ilimle amel etmektir.

Tashih-i itikad etmeksizin zikir, dua ve ibadetler kabul edilemez.
İmam-ı A'zam'dan itibaren zaman zaman Ehli Sünnetten büyük âlimler, Ehli Sünnet itikadını özetlemektedirler. Onlara uyarak tashîh-i itikad için “Şübheden Hakîkate”, “Tek Çare”, “Şuur” ve Arabca Türk­çe olarak “Bed'ul-Emâlî”nin tercüme ve şerhinin yazılmasına bizi muvaffak eden Allah Teâlâ’ya, اَلحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ العَالَمِينَ “Elhamdu Lillâhi Rabb-il-âlemîn” diyerek hamd-u senâlar ederim.(12/s.11)


.........................................
......................................


Not: Tashih-i itikad ne demektir?
       Cevap: Kişinin inanca ait bilgilerinin Kur'an-ı Kerim'e, Sünnete, Ehli Sünnet velCemaat Alimlerinin, mezhep imamlarımızın görüşlerine uygun olmasıdır.


Kim kime öğretmelidir?

Bilen her Müslüman, bildiğini bilmeyenlere; farz ve vacibleri farz ve vacib olarak, sünnetleri sünnet olarak bildirmelidir.
Bilmeyenler, bilenlerden öğrenmelidirler.
Her baba ana on üç yaşından itibaren evladlarına, her idareci memurlarına, işçilerine, her reis tâbi’lerine, öğretmelidir.(38/s...)