بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

HADİS:12_İslam

اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

“Eşhedu en lâ ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammeden Abduhu ve Rasûlühu.”

diye içtenlikle inanarak Kelime-i Şehadet'in söylenilmesi, icmâlî olarak on üç vazifeyi gerektirmektedir:

 1-                يَا عَدِىَّ بْنَ حَاتَمٍ اَسْلِمْ تَسْلَمْ

H.12: “Ey Hâtem oğlu Adî! ihlas üzere teslim ol; selamet bulursun = ebedî olarak ateşte yanmaktan kurtulursun.” buyurduğunda Adî bin Hâtem:

            “İslam nedir?” diye sorunca, Rasûlullah'ın:

            تَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَاَنِّى رَسُولُ اللّٰهِ وَتُؤْمِنُ بِالاَقْدَارِ كُلِّهَا خَيْرِهَا وَشَرِّهَا حُلْوِهَا وَمُرِّهَا

“Allah'tan başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ma'­bûd olmadığına ve gerçekte Benim Allah'ın Ra­sûlü olduğuma şehadet edersin; kaderlere: Hayr olsun şer olsun, tatlı olsun acı olsun, hepsinin Allah'ın hükmüyle olduğuna inanırsın.”
diye buyurduğu üzere Tevhîde inanılması, dünyada Allah'ın dînine teslim olunmasını, her şeyin Allah Teâlâ'nın hüküm ve kazasıyla olduğuna inanılmasını gerektirir; bunsuz Tevhîde iman sahîh olmaz.

2-                   وَبِالاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

"...Ve hiçbir şübheye sapmaksızın gözle görür gibi gereğince ahiret gününe inanırlar.”


diye ayet-i kerîmede buyrulduğu üzere Tevhîde inanılması, hiçbir şübheye sapmaksızın gözle görürcesine, ahiret gününe yani cennet ve cehennemin varlığına inanılmasını gerektirir.