KALBİ Haramlar, Günahlar
KİBİRLİLİK, hak ve gerçek bir şeyi gördükten sonra veya işittikten sonra inkar etmektir. Kalbe nazaran kibirlilik, küfre, şirke ve nifağa götürür.
Nitekim İbnu Hibban, Ebu Davud, İmam Ahmed ve İbnu Mace’nin de tahric ettikleri Ebi Hureyre raduyallahu anh’tan gelen bir kudsi hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur.
……………………….. “Zati ululuk, rıdam; sıfatta ululuk, izarımdır. Her ikim bu ikisinden birisinde Ben’imle çekişirse, onu ateşe sokmuşumdur”. (34) Yani zati kemalat ve sıfata mensub olan ululuk, büyüklük, Allah Teala’ya mahsustur. Bu takdirde, halk tarafından kendisi yüceltilmiş olsun olmasın, zatında büyüklük taslayan, yahut sıfatı olan servet, riyaset, ilim gibi nimetlerle kendisinde bir büyüklüğü zanneden kimse, bu iki sıfatta Allah Teala Zülcelal Hazretleri’ne karşı gelmiştir.
Kalbinde bu duygu yerleşen kimse hak ve hakikatten yüz çevirir; insanları tahkir eder; hak ve hakikate kulak vermez; ve insanları hor görür. Bu duyguya hodbinlik denilir. En evvela mü’min kendini bu duygudan temizlemelidir. Ekabir demiştir ki: “Zina gibi büyük günahlardan korkmuyoruz. Kalbde yerleşmiş olan kibirlilikten korkarız.”
Nitekim Müslim ve Tahavi’nin de tahric ettiği İbni Mes’ud radıyallahu Teala anh’tan gelen bir hadis-i şerifte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
…………………………………. “Kalbinde hardal tanesinden bir miskal kadar iman olan kimse ateşe girmez. Kalbinde hardal tanesinden bir miskal kadar kibirlilik olan da cennete girmez.”(35)
Bu hadis-i şerifte imandan maksad, hak ve gerçeği tasdik, ihlas, hüsnü niyet, haya, Allah’tan korku gibi imanın semereleridir. Hadis-i şerifte kibirlilik, bizzat imana değil, imanın semeresi olan güzel duygulara tekabül etmiştir. Bu takdirde kibirlilik, küfrün sebebidir. Allah korusun kalbe yerleşti mi, imanı bozar. Hattabi diyor ki: “Bu hadisi şerifte kibirliliğin iki manası vardır: Birincisi, kibirlilikten küfrün ve şirkin murada edilmesidir. Çünkü tıpatıp kibirlilik lafzı, ma’rife olan iman lafzına mukabil olmuştur. İkincisi, bizzat iman değil, imanın semeresine tekabül etmesidir ki, çok zayıf imanlıda bu bulunur. Allah Teala mağfiretiyle kulunu bu düşük ahlaktan temizledikten sonra cennete sokar. Birinci tevile göre, ateşe girmesi ebedi; ikinci tevile göre mukayyeddir.” Eğer bir insan kibirlilik taslayıp hak ve gerçeği inkar derse, imansız olduğu için ebediyyen cehennemde kalır. Fakat iman ettiği halde gayrını küçük görür, insanlar üzerine büyüklük taslamış olursa, muvakkat olarak cehenneme girer.
Nitekim Tibi diyor ki: “İkinci tevile göre kibirlilik, tekebbür manasındadır. Yani başka insanlar üzerinde üstünlük taslamaktır. Bu, küfrün sebebidir; küfür değildir.” Her halukarda kibirlilik kafirin sıfatıdır, mü’mine yakışmaz.
Demek güzel giyinmek, üstü başı temiz tutmak, kibirlilik değil. Kibirlilik, dinden hak ve gerçek olan bir meseleyi inkar etmek yahud hafife almak yahud alaya almaktır. Bu, Allah Teala’ya karşı olan kibirliliktir. Mahlukuna karşı kibirlilik de, onları küçük görmek, ayıplarını açığa çıkarmayı arzulamak, üzerlerindeki nimetleri inkar etmektir. Bu büyük günahtır, küfür değildir. Her ikisi de haramdır.
Kalbe nazaran HASED VE AYIP ARAŞTIRMAK da haramdır.
Nitekim Müslim ve Buhari’nin tahric ettikleri Ebi Hureyre’den gelen bir hadis-i şerifte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
………………………. “Birbirinizi kıskanmayın; birbirinizin gizli hareketlerini araştırmayın; birbirinizin sözlerini gizlide dinlemeyin; müşteriyi kızıştırmayın; kardeş olun ey Allah’ın kulları. (36)
Bu hadis-i şerifteki ……. TECESSÜS : casusluk etmek, başkalarının gizli şeylerini araştırmaktır. Bu kelime ekseriyetle şer hususunda kullanılır. Gizli şerrin sahibine casus derler. Nitekim hayrı gizleyene de namus denilir.
……Tecessüs : başkalarının sözünü dinlemektir. Bazılar; “Tecesüs, bir sırrı başkası için dinlemektir; tehassüs ise, kendisi için dinlemektir.” Demiş; birtakımları da, her ikisinin aynı manaya geldiğini ve ikisinin de bilinmeyen hal ve haberleri öğrenmeyi istemek manasına geldiğini söylemişlerdir.
GÖSTERİŞ de, kalbi büyük günahtır. Gösteriş yani riyakarlık, halkın övgüsünü veyahut sövgüsünü nazarı itibara alarak, sövgülerinden korunmak, övgülerini kazanmak için hareket etmektir….. (19/s.49,50)