1-Hadîs-i şerîfte zikredilenدُخَان ; tevilsiz olarak yeryüzünü kaplayacak olan bir dumandır ki,
Ed-Duhân Sûresi'nin فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَاْتِى السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُبِينٍ
“O halde sen ey insan, semânın apaçık bir duman getireceği günü gözetle.”
mealindeki 10. ayetinde beyan edilir.
Hasan Basri Çantay'ın da notunda beyan ettiği gibi, bu dumanın şiddetinden, gökle yer arası kesif bir dumana bürünmüş görülecektir. Bu duman kıyamet gününden önce zuhur edecek kıyametin alâmetlerindendir. Kafirlerin kulaklarından girecek; başları büryana dönüşecektir. Mü'minlere de bundan bir nev'î nezle gibi hastalık olacaktır. Bütün yeryüzü bacasız bir fırın gibi kızacaktır.
2-Yukarıdaki hadîs-i şerîfte "Deccal" zikredilmiştir. Bazılar "Deccalden maksad, şudur budur" diye tevil ederler. Daha ileriye giden serseriler, Müslim'in de tahric ettiği Temîm-i Dârî'nin hadîsindeki Cessâse hâdisesini inkar ederek: “Bizim zamanımızda keşfedilmeyen yer kalmamıştır. Eğer bir mağarada Deccal gizlenmiş olsaydı görülecektir.” derler. Ğâliba bunlar hadisten daha ziyade kendi görüşlerine inanıyorlar. Peygamber aleyhissalâtu vesselam’ın vasfettiği gibi Deccal çıkacaktır. Şimdi de kendisi vardır. Görülmesi ve keşfedilmesi şartı yoktur.