بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

İbnu Mubârek anlatıyor

Her şey dine feda, eğer zekada birini pir tutmamız icab etseydi haliyle zekasına bütün insanlığın hayran kaldığı bir İmam A’ zam rahimehullahı kendimize pir tayin etmemiz icab ederdi; ama bakınız o ne yapmıştır:
 
İbnu Mubârek anlatıyor:
 
Ebû Hanîfe ile hacca gitmek üzere Medîne'ye vardık. İmam Muhammed bin Ali bin Hüseyn bin Ali radıyallahu anhum, Ebû Hanîfe'ye rastladı. Ve:
 
- " Ebû Hânîfe sen misin? Dedem Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sözlerini bir kenara bırakıp görüş ve kıyasla hükmediyorsun öyle mi?"
 
- "Maâzallah, bunu yapmaktan Allah'a sığınırım." 
 
- " Bilakis yapıyorsun. "
 
- " Zât-ı âlinizin lâyık olduğu bir mekanda oturmaya buyurun, tâ ki ben de huzurunuzda oturayım. Zira Allah'a andederim, Ceddin'in hayatında ashabın kendisine gösterdikleri hürmetin aynısını sana gösteririm. Zira gözümde sen çok muhteremsin."
 
Bunun üzerine İmam Bâkır oturmuş; Ebû Hanîfe huzurunda diz çökerek şöyle demiştir:
 
- " Bakınız efendim. Ben size üç soru sorayım, bana cevap veriniz.
 
- "Evet."
 
- (1) "Erkek kardeş mi, kız kardeş mi zaiftir?"
 
- " Evet, kadın zaiftir."
 
- " Erkeğin payı ne kadar, kadının payı ne kadar?"
 
- Erkeğe iki pay, kadına bir pay vardır.
 
- "  İşte bu senin Ceddin'in sözüdür. Eğer kıyasla dinini değiştirseydim; kadın zaif olduğu için kadına iki pay, erkeğe bir pay verilir, diyecektim... (2) Namaz mı efdal, oruç mu? "
 
- "Namaz efdaldir."
 
- " Bu Ceddin'in sözüdür. Eğer kıyasla Ceddin'in dinini değiştirmiş olsaydım, diyecektim ki, kadın hayzdan temizlendiği zaman namazını kaza etsin, orucu kaza etmesin.. (3) Bevl mi , meni mi daha necistir?
 
- " Bevl daha necistir "
 
- " Eğer ben ceddin'in dinini kıyasla değiştirmiş olsaydım, bevl daha necis olduğu için bevlde gusül etmek, menide abdest almakla hükmederdim. Amma tekrarlayayım ki, Ceddin'in dinini değiştirmekten Allah'a sığınırım.
 
Bunun üzerine İmam Bâkır onu kucaklayarak alnını öpmüş ve kendisine lütufta bulunmuştur.
 
Menâkıb-u Ebî Hanîfe s.143