Deccal
Deccal gelmeden önce, Deccallar vardır. Mehdi gelmeden önce Mehdiyyunlar vardır.
Nitekim Ebu Davud'un tahric ettiği Hureyre radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Otuz yalancı ve hilebaz deccal çıkmadıkca kıyamet kopmaz. Hepsi Allah'a ve O'nun Rasulu üzerine yalan uydururlar." [1/s.569]
Bazılar "Deccal'den maksat, şudur budur" diye tevil ederler.
Daha ileriye giden serseriler, Müslim'in de rivayet ettiği Temim-i Dari'nin hadisindeki Cessase hadisesini inkar ederek: "Bizim zamanımızda keşfedilmeyen yer kalmamıştır. Eğer bir mağarada Deccal gizlenmiş olsaydı görülecektir." derler. Galiba bunlar hadisten daha ziyade kendi görüşlerine inanıyorlar...
Peygamber Aleyhisselatu vesselam vasfettiği gibi Deccal çıkacaktır. Şimdi de kendisi vardır. Görülmesi ve keşfedilmesi şartı yoktur.
Nitekim Müslim ve Buhari'nin de tahric ettikleri Huzeyfe radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Gerçekte Deccal çıkacaktır. Hakikaten beraberinde su var,ateş var. İnsanların su gördükleri, ateştir; yakar. İnsanların ateş gördükleri, sudur; soğuktur, saftır. Sizden kim ona (zamanına) ulaşırsa, insanların ateş gördüğüne düşsün. Gerçekte o tertemiz, sade sudur. Şüphesiz Deccal'in bir gözü dümdüzdür. Üzerinde yuvarlak kalın bir parça et vardır. İki gözleri arasında kafir yazılmıştır. Yazı bilen ve bilmeyen her Mü'min onu okur."
Bu hususta çeşitli hadislerin çeşitli rivayetleri, yerin tayinleri de hepsi doğru ve gerçektir; sahih hadislerle sabittir. Tevile de lüzum yoktur; çıktığı zaman her Mü'min onu tanıyacaktır. Özellikle Kehf suresini okuyanlar. Envai çeşit istidraclarla zuhur eder; ölüleri diriltir; yağmurları yağdırır; ve daha çok hileleri vardır. Ama hiçbir zaman mü'min onun tuzağına düşmeyecektir.[1/s.570]
Nitekim Müslim ve Buhari'nin tahric ettikleri Hazreti Ömer radıyallahu anh'tan gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Bir defa ben uyurken kendimi Kabe'yi tavaf ediyor gördüm. Bir de baktım karayağız, salınmış düz saçlı bir zat, iki kişinin arasına girmiş, başından su damlıyor. Bu kimdir dedim. Bu Meryem'in oğlu dediler. Sonra ona iltifat etmek için ilerledim. Bir de baktım ki, kırmızı benizli, iri yarı, kıvırcık saçlı, bir gözü kör bir herif, gözü salkımdan uğramış üzüm tanesi gibi. Bu kimdir diye sordum. Deccal'dir dediler. İnsanlar içinde ona en ziyade benzeyen İbnu Katan'dır."
Demek Deccal şahıstır; İsa şahıstır; batıl ve hak fikir değildir. Peygamber'in rüyası vahiydir, görmesi haktır; sair beşerler gibi değildir.
Binaenaleyh, " Bu hadis rüyadır, başka suretlerde tevil olabilir yahud onunla amel edilmez" demek sapıklıktır. [1/s.570-571]
Müslim'in de tahric ettiği Abdullah bin Amr bin As'tan gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
"Deccal çıkacak ve kırk (zaman) kalacaktır. (Kırk gün mühdeti, kırk ay mı,yoksa kırk sene mi bilemiyorum) Derken Allah Meryem oğlu İsa'yı gönderecektir. O Urve bin Mes'ud radıyallahu anh gibidir.
Ve Deccal'ı arayıp helak edecektir. Sonra iki kişi arasında düşmanlık olmadığı halde İsa insanlar içinde yedi sene duracaktır.
Sonra Allah Şam tarafından soğuk bir rüzgar gönderecek ve yeryüzünde kalbinde zerre kadar hayr yahud iman bulunan hiçbir kimse kalmayacak, hepsinin ruhunu kabzedecektir. Hatta biriniz bir dağın içine girmiş olsa, rüzgar da içerisine girecek ruhunu kabzedecektir. Bunun üzerine insanların kötü takımı kuş hafifliğinde ve yırtıcı tabiatinde kalacaklar; ne bir iyilik tanıyacaklar, ne de bir kötülük men edecekler.
Şeytan kendilerine suretlenip temessül ederek: " (Bana) İcabet etmiyor musunuz? " diyecek; onlar da: " Bize ne emredersin? " cevabını verecekler. Ve onlara putlara tapmayı emredecek. Onlar bu halde rızıkları bol yaşayışları güzel devam ederken sonra sura üfürülecektir. Onu işitip de boyun bükmeyecek, kulak asmayacak hiçbir kimse olmayacaktır. Onu ilk işiten, develerinin havuzunu sıvayan bir adam olacaktır. O adam hemen ölecek, sair insanlar da öleceklerdir.
Sonra Allah çiğ gibi bir yağmur gönderecek; bundan insanların cesedleri bitecek. Sonra sura bir defa daha üfürülecek ve ne baksınlar ki, kendileri ayakta bakarlar.
Sonra: "Ey insanlar Rabb'inize gelin!.. (bunları durdurun! Çünkü onlar sorguya çekilecekler.) (Es-Saffat 24) denilecektir. Sonra: " Cehennem ordusunu çıkartın " denilecek; ve: " Kaç kişiden kaç kişi? " diye sorulacak; " Her bin kişiden dokuzyüzdoksandokuzu. " denilecektir.
İşte (...çocukları ihtiyarlatacak) (El-Müzzemmil 17) gün bu; bu işte (baldırın açılacağı gün...) (El-Kalem 42) budur." [1/s.571]
Mehdi Aleyhisselam zuhur edeceği zamanda birçok müslümanlar davetine icabet edeceklerdir. Zamanına yetişmiş olsak, kendisinin bizi asker edip etmeyeceğini düşünmeliyiz. Kendisi gelmeden önce deccaliye fikrine sapanların kısm-i azamisi ve kendisini bekleyenlerden de birçoğu, Deccal'e tabi' olacaklar...
Nitekim Muammer'in Camii'nde ve Beğavi'nin de Şerh-us-sünne ve Mesabih'te tahric ettikleri Ebi Said-il-Hudri'den gelen bir rivayette Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Ümmetimden başlarında taylasan bulunan yetmişbin kişi Deccale tabi' olacaklar." [1/s.576]
İmam Ahmed,Tirmizi,ibnu Mace ve Hakim'in de tahric ettiği Ebi Bekr Sıddık'tan gelen bir rivayette Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Deccal, meşrıkdaki bir yerden çıkar; oraya Horasan denilir. Bir kavim ona tabi' olacaktır; sanki yüzleri kılıflı kalkanlar gibi dövülmüştür." [1/s.576]