بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

HADİS:32_Sevgi

Lüğatte “muhabbet yani sevgi”, güzelliğinden dolayı bir kimseye yahud bir şeye meyletmektir. Mesela:

Şecaatlerinden dolayı cengaverlere, sehâ­vetlerinden dolayı cömerdlere, güzelliklerinden dolayı yeşillik, çayır, çimen, ağaçlara, güzel sesli kuşlara meyledilmesi gibi.

Yahud da sevgi, tabiî olarak nimetten dolayı velînimete meyletmektir. Mesela:

Yardımı umulan anne, baba ve zengine, iyilik yapanlara meyledilmesi, aynı zamanda canlıların besinlerine meyletmeleri gibi.

Bu tür meyillere, fıtrî, tabiî sevgi denilmektedir. Hadîs-i şerîfte:

اِنَّ لِلّٰهِ مِائَةَ رَحْمَةٍ اَنْزَلَ مِنْهَا رَحْمَةً وَاحِدَةً بَيْنَ الْجِنِّ وَالاِنْسِ وَالبَهَائِمِ وَالهَوَامِّ فَبِهَا يَتَعَاطَفُونَ وَبِهَا يَتَرَاحَمُونَ وَبِهَا تَعْطِفُ الوَحْشُ عَلَى وَلَدِهَا وَاَخَّرَ تِسْعًا وَتِسْعِينَ رَحْمَةً يَرْحَمُ بِهَا عِبَادَهُ يَوْمَ القِيَامَةِ

H.32: “Gerçekte
Allah'ın yüz merhameti vardır:
Tabiî sevgi olarak yüzde bir merhametini cinlerin, insanların, hayvanların, böceklerin arasına indirip taksim etmiştir.
Bunlar, tabiî sevgi olarak o merhamet sebebiyle birbirlerine eğilip dayanırlar, birbirlerine rahm-u şefkatte bulunurlar;
yine tabiî sevgi olarak o merhamet sebebiyle vahşi hayvanlar dahi yavruları üzerine şefkatle eğilirler.
İman ve İslam üzere azabından sakınan, rahmetini uman gerçek kullarını kıyamet gününde esirgemek için Allah, yüzde doksan dokuz merhametini de tehir etmiştir.”
diye buyrulmaktadır.

İşte annelerin şefkatle yavrularını kucaklamaları, imdad­larına koşmaları, onları koruma altına alıp hiz­met etmeleri, o yüzde bir rahmetinden yani tabiî ve fıtrî sevgiden kaynaklanmaktadır.

İnsan iyiden iyiye düşündüğü takdirde, fevkalâde Zâtı'nın kemalâtı ve güzelliği cihetiyle olsun, velînimet olarak nimetleri mahlukuna ulaştırması cihetiyle olsun, her halukârda ha­kîkî mahbûb = sevilenin ve ma'bûdun = tapınılanın sadece Allah Subhânehu ve Teâlâ olduğunu bulur.

Allah Teâlâ, irâdî sevilmesinin madenini yani cevherini, her canlının fıtrî ve tabiî sevgisinin sert kabuğu içerisinde gizlemiştir.

Taşta gizlenen ateş kıvılcımı, demirin taşa çakılmasıyla ortaya çıktığı; fosforda gizlenen ateş, kibritin çakılmasıyla şûle olarak ortaya çıktığı gibi, hiç şübhesiz insanın ruhunun, kalbinin derin merkezinde gizlenen Ma'bûd'unun sevgi kıvılcımları yahud şûlesi de, ancak iman, İslam ve ihsanın gerçekleşmesiyle ortaya çıkar, kemiyetten keyfiyete geçer.