بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Kardeşlerime Şunları tavsiye ederim:

Kardeşlerime Şunları tavsiye ederim:

1-Sabah yahud en müsaid olduğu zamanda tesbih ve duadan sonra:

Üç kere:

اَللّهُمَّ اَنْتَ رَبِّى لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ خَلَقْتَنِى وَاَنَاٜ عَبْدُكَ وَاَنَاٜ عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ اَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ اَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ وَاَبُوءُ بِذَنْبِى فَاغْفِرْ لِى فَاِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلاَّ اَنْتَ*

diye “Seyyid-ul-İstiğfar”ı okumalıdır.

Yani: “Allâhumme! Sen Rabb'imsin: Sen’den başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ilah= ma’bûd yoktur; beni yarattın; ben de Sen'in kulunum.
Gücüm yettiği kadar ahdin va'dinin üzerindeyim = San’a verdiğim sözde sebat ederim.
Ve ibadet ve taatimin mukabilinde vereceğini va’dettiğin sevabı umarım.  İşlediğim fenalıktan San’a sığınırım. Sen’in, benim üzerimdeki nimetlerini itiraf eder, şükrederim. Suç ve hatalarımı ikrar ederim. Öyleyse beni mağfiretinle ört; çünkü Sen’den başka günahları örten yoktur.” demektir.

2-Eline sübhayı alarak yüz bir yahud otuz üç, en azında on bir kere:

لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ

 Yani: “Allah'tan başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ilah = ma'bûd  yoktur. Kendisi Birtek'tir = O'nu birlerim; ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Ezelden ebede kadar bütün güzel övgüler O'na mahsustur ve O, her şeye gücü yetendir.” demektir.

3-Yüz bir yahud otuz üç, en azında on bir kere:

سُبْحَانَ اللّٰهِ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ وَلاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَاللّٰهُ اَكْبَرُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللّٰهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

 Yani: “Şânına layık olmayan tüm vasıflardan Allah Teâlâ'yı tenzih ederim. Ezelden ebede kadar bütün güzel övgüler O'na mahsustur.
Allah Teâlâ'dan başka, azabından korkulan, zâ­tıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ilah = ma'bûd  yoktur. Ve Allah Teâlâ en yücedir, en büyüktür. Âli ve Azîm Allah Teâlâ'dan başkasıyla gü­nah işlemekten, zararlı şeylerden dönüş ve taat ve ibadet yapmak gücü aslâ yoktur.” demektir.

 4-Yüz bir yahud otuz üç, en azında on bir kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin el-habibil mahbub şafiil ileli ve müferricil kulub ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”

yahud herhangi bir salavat-ı şerife okumalıdır.

Yani: “Allâhumme! Aşk ve şevkle seni seven, Sen’in de Onu sevdiğin, bütün illetlerin şâfisi, bütün dert ve kederlerin ferahlatıcısı Efendimiz Muhammed’in üzerine rahmet yağmurları yağdır. Aline, ashabına da. Ve cümlesine selam, selâmet ve eminlikler ver.” demektir.

5-Yüz bir yahud otuz üç, en azında on bir kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Sübhaneke Allahümme ve bi hamdikeşhedü en La ilahe illa ente estağfiruke ve etubu ileyk”

Yani: “Allâhumme!  San’a hamdetmiş olduğum halde Sen’i tenzih ederim. Sen’den başka azabından korkulan, zatıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ilah = ma’bud olmadığına, kalbimle tasdik, dilimle ikrar etmemle şehadet ederim. Sen’den günahlarımı örtmeni dilerim. Tevbe ile San’a dönüyorum.” demektir.
 

6-Üç kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Sübhaneke ve bi hamdike adede Halkıke ve rıdae nefsike ve zinete arşihi ve midade kelimatihi”

Yani: “Kelimelerinin mürekkebi, Arş’ının ağırlığı, Zatı’nın ve rızası ve mahlukunun adedince Allah’a hamdederim = överim, teşbih ederim; Şanı’na layık olmayan her vasıftan O’nu tenzih ederim.” demektir.

7-Bir yahud üç kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Allâhumme inni asbahtu* üşhiduke ve üshidu hamelete arşike ve melaiketeke ve cemia Halkıke bienni  eşhedü en La ilahe illa ente vahdeke La şerike leke ve enne Muhammeden abduke ve rasuluke sallallahu aleyhi ve sellem”

*Eğer dua eden, güneşin batışından sonra dua ederse: “esbahtu” yerine “emseytu” der.

Yani : “Allâhumme!  Gerçekte ben sabahlanmamda, Sen’i, Arş’ı yüklenenleri, meleklerini, bütün mahlukunu dahi: “Sen’den başka azabından karkulan, zatıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ma’bud olmadığına; hiçbir ortağın olmaksızın Zatın’da, Sıfatı’da Birtek olduğuna ve Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in de hakikaten Sen’in Kulun ve Rasulün olduğuna şehadet etmeme” şahid kıldım.” demektir.

8-Bir yahud üç kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Esbahna* ala fitretil İslam kelimetil ihlas ve ala dini nebiyina Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve ala milleti ebine ibrahime hanifen ve ma kane minel müşrikin.”

Yani: İslam fıtratı üzerine, ihlas kelimesi üzerine, Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in Dini ve İbrahim aleyhisselam’ın sağlam ve tertemiz milleti üzerine sabahladık. Asla o müşriklerden değildi.” demektir.

* Güneşin batışından sonra dua eden: “esbahna” yerine “emseyna” der.

9-Üç kere:

Arapçası yazılacak…………………

“Allâhumme inni asbahtu minke fi ni’metin ve afiyetin ve sitrin feetimme aleyye ni’metekeve afiyeteke fiddünya vel aHirati” okunmalıdır.

Yani: “ Allâhumme! Gerçekte ben, nezdindeki nimetlerin, sıhhatlerin, suçlarımın örtbaslarının içerisinde sabahladım. Bunda böyle üzerimde nimetlerini, sıhhatlerini, dünya ve ahirete suçlarımı örtbas etmekliğini tamamla” demektir. (10/S.49-54)

 

Biliyorsa sonra Hizb-i A’zam yahud Hizb-i Nevevi okur; beş bin Lafza-i Celâl’e yahud tayin edilen zikre devam eder.

..................................................................
................................................................



İnanmayan bir kimse dahi kalben:   اللّٰهُ  اللّٰهُ    "Allah  Allah" diye bir müddet söylerse, bu lafız onun kalbini imanla nakışlar.
Dolayısıyla kahraman Nakşibendiler saliklerine bu ismin zikredilmesini tavsiye etmişlerdir.
Uyanık bir kalble her boş vaktimizde, sayısını belirtmeksizin bu İsm-i A'zam'ı zikretmeliyiz. (11/S.86)

.........................................................
.......................................................


Allah Teala'nın isimlerinin her biri rahmet kapılarının bir kapısını açar. Bunların içinde en yücesi,      اللّٰهُ    "Allah" Celle Celaluhu Lafzı'dır. 
Evvelden dediğimiz gibi bu isim, Allah Teala'nın Zatı'nın tayini içindir. Manası: Ezeli ve ebedi, Vacib-ul-Vücud olan Zat demektir ki, Hakiki Ma'bud ve Mahbub O'dur.
Bu zikrin kalbe hakim olmasını dileyen, yirmi dört saatte en az beş bin kere kalben söyler. 
Bu söyleyiş ve zikir anında, zikri veya mezkuru ile, yani anması veyahud anılanı ile olmazsa, ğaflette kaldığından kalbi uyanmaz. Bu tasavvufi bir meseledir.
Bu keyfiyette zikir öğrenmeyi isteyen "Edeble Varış Lütufla Dönüş" adlı eserimize müracaat etsin.  (11/S.108-109)