بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Nazar Değmek vâki'dir 93.Beytin Şerhi

NAZAR DEĞMEK VÂKİ'DİR
 

اِصَـابـَتِ عَينْ جَـائِـزْدِرْ وَ سِـحْرِ انْسَـانَـه وَاقِـعْـدِرْ

بَـشَــرْ عَـقْـلِـنْــدَنْ اَفْـــضَـلْـدِرْ عُـلُـومِ اَنْـبِـيــَاءُ اللّٰهْ

İsâbet-i ayn câizdir ve sihir insana vâki'dir

Beşer aklından efdaldir ulûm-i Enbiyâullah

Nazar değmesi mümkündür. İnsana sihir yapmak vâki'dir. Enbiyâullah'ın ilimleri, tüm beşerin aklından üstündür.

            Bu beytte üç i'tikâdî mesele vardır:
            1. mesele, nazar değmenin, mümkün ve vâki' ol­masıdır. Nazar, irâdî olmayan ve kişinin ruhunda gizlenen aşırı hırs ve hasedin, beğendiği şeye aksetmesiyle ortaya çıkan zararlardır.

            Eğer nazarı değen bir kimse, nazarının değ­diğini biliyorsa, bu takdirde irâdî olduğundan gü­nahkâr olur. Ebû Davud'un tahric ettiği, Ümmü Abdilhamîd radıyallahu anhâ'dan gelen hadîs-i şerîfte Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem kızlarına yahud iyal ferdlerine nazarın değmemesi için Arabî lafızla:

سُبْحَانَ اللّٰهِ وَبِحَمْدِهِ لاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللّٰهِ مَا شَاءَ اللّٰهُ كَانَ وَمَا لَمْ يَشَاْ لَمْ يَكُنْ اَعْلَمُ اَنَّ اللّٰهَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ وَاَنَّ اللّٰهَ قَدْ اَحَاطَ بِكُلِّ شَىْءٍ عِلْمًا يَا حَىُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ اَسْتَغِيثُ اَصْلِحْ لِى شَاْنِى كُلَّهُ وَلاَ تَكِلْنِى اِلَى نَفْسِى طَرْفَةَ عَيْنٍ
öğretmiştir. Ve sabah akşam bunu okuyan kimse nazar veyahud da cinnin tesirinden korunur. Yani bu dua, ihlas ve iman nisbetinde çepeçevre bir kuşak olup okuyanını korur demektir.

            Yani: “O'na hamdetmekle beraber Allah'ı tenzih ederim, tesbih ederim. Allah Teâlâ'dan başkasıyla ku­lun herhangi bir gücü kuvveti yoktur. Allah'ın dilediği her şey olur, dilemediği hiçbir şey olmaz. Allah'ın her şeye muktedir olduğunu bilirim, inanırım. Ve gerçekte Allah İlmi ile her şeyi kuşatmıştır. Zâtı'yla daimi hayat sahibi olan ya «Hayy»! Zâtı'yla bekâsı devam eden ve mahlukunun tedbirinde olan ya «Kayyûm»! Rahmetinden meded isterim. İşimin hepsini ıslah eyle, ya­kamı bir araya getir. Aslâ bir göz açıp yummak kadar beni bana bırakma.” demektir.

            Aynı zamanda Arabî olarakوَاِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِكْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌ وَمَا هُوَ اِلاَّ ذِكْرٌ لِلعَالَمِينَ “O inkar edenler, zikri = Kur'ân'ı işit­tikleri zaman, nerdeyse gözleriyle seni devirmeleri için şiddetli hasedle bakarlar. Hâlâ da kin ve hasedlerinden: “Hiç şübhe yok, o bir delidir.” derler. Oysa O Kur'an, ancak âlemler için bir zikirdir = üstün ilimle bir öğüttür.”[[1]] mealindeki ayet-i kerîmeyi okuduktan sonra ondokuz kere: لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللّٰهِ العَلِىِّ العَظِيمِ “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ Billâh-il-Aliyy-il-Azîm” diyene nazar tesir etmez. Birçok meşâyıh bunu tercih etmişlerdir.

            2. mesele, sihrin vukûu ve hükmüdür. Sihir var­dır, vâki'dir, diye vukûu'na inanmak, küfür ve şirk de­ğildir. Şirk ve ma'siyet olan, sihir yapmaktır, tesirine inanmaktır. Hükmü ise: haram olmaklığına inanmak farzdır.

            Son son sebebi gizli olan infiâle = etkilenmeye sihir denilmektedir. Sihir, bütün çeşitleriyle haramdır ve kebâir günahlardandır, diye inanmak gerekir. Kü­fürdür diyen ulemâ da vardır.

            3. mesele, enbiyâ-i kirâmın ilimlerinin, sair beşe­rin ilim ve akıllarından daha üstün olduğuna inan­maktır. Sihri ibtal etmek gibi çeşitli ilimlerle karşıla­rına gelenleri ikna etmeye, ilmî yol göstermeye güç­lüdürler.

            Âdem ve Îsâ aleyhimessalâtu vesselam müstes­na olmak üzere peygamberler de biyoloji kanunları dahilinde doğmakta sair beşerle ortaktırlar. Fakat beşeriyetleri Allah'tan başkasının terbiyesine muhtac olmadığından kâmil doğarlar. Vahiyle en kâmil en ekmel, olurlar. قُلْ اِنَّمَا اَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى اِلَىَّ “Habîbim de ki: Ben de sizin gibi beşerim, ancak Bana vahiy geliyor.”[[2]] mealindeki ayet-i kerîmedeki يُوحَى اِلَىَّ “Bana vahiy geliyor” cümlesi, sair beşerden üstün bir beşer olduğunun ifadesidir. Beşere benzemez beşerim, demektir.

            Hesab ettik mi?.. Bal arısını hatırlayalım... Peygamberlere gelen vahiyle bal arısına gelen vahiy arasında, insanla bal arısı arasındaki fark kadar de­receler vardır. Ve işte bu âlî derecede enbiyâ-ı kirâ­mın vahiy sayesinden ilimleri, sair beşerin ilim ve akıllarından üstün kılınmaktadır.

            Şeyh İbrahim Hakkı: «Beşer aklından efdaldir ulûm-i Enbiyâullah» demesiyle dahi, kasab elindeki bıçakla doktorun elindeki bıçak arasında, bal arısı ile eşşek arısı arasında, aynı otta güdülen ve sonbaharda kokan tekeyle misk veren ceylan arasında fark etmeyerek peygamberlerle hükemâ = feylesof­ları birbirine kıyas edenleri reddetti.


[[1]]El-Kalem Sûresi ayet 51 ve 52

[[2]]Kehf Sûresi ayet 110